DEM Parti ve Kürtler

Ali Haydar Üzülmez

29-06-2024 10:13

Konuyu açalım.
Dem parti "Ortak Vatan ve Demokratik Ulusu" savunuyor. Kürlerin ve Türklerin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin sınırları içinde kardeşçe yaşamasını; Türk Devleti'nin geçmişte yapılan hatalardan vaz geçip; Kürtlerin varlığını, dilini, kültürünü, tarihini, coğrafyasını kabul ederek yerel özerkliği; yani Mustafa Kemal'in 1923'te Kürtler için vaat ettiği,( Lozan antlaşması sonrası, söylediğinin/vaadinin tam tersini  yaptı) muhtariyeti istiyor. Bunun için de ısrarla Türkiyelileşme diyor. 
Çözüm süreci ve sonrası yaşanılanları biliyoruz tekrar etmeyeceğim. 
Cumhurbaşkanlığı ve yerel seçimlerin sonucunu ve sonrası yaşanılanlar da biliyoruz.
Bunların üzerinde durmak ayrı bir yazı konusu olabilir, bu yazının konusu değil.
Kürt meselesindeki belirsizlik, tıkanıklık devam ediyor.
Türkiye’nin önünü tıkayan, Kürtlere acı veren/yaşatan çözümsüzlük durumu da ortada. Bu gün için, devlette, DEM Parti de Kürt meselesinin çözümü konusunda tıkanmış görünüyor. İki tarafta kendi zaviyesinden çözümü ya da çözümsüzlüğü dayatıyor. 
Kamuoyu ve özellikle Kürt Halkı  
gelişmeleri yakından takip ediyor.
Peki bu tıkanıklığı nasıl aşacağız?
Sorunun başlığına dönersek, önce olayın hem öznesi hemde nesnesi olan Kürtler açısından olaya bakalım.
Türkiyelileşme düşüncesi ve mücadelesi şimdiye kadar doğru olabilir, çünkü Kürtlerin ve Türklerin buna ihtiyacı vardı. Kürt meselesinin Türkiyelileşmesi gerekiyordu, ki bu bir ölçüde başarıldı. Türkiye'de her kesimden insanlar, olumlu veya olumsuz anlamda Türkiye'nin bir Kürt meselesi olduğunun artık farkında.
Kürtler, süre gelen politik söylemde, mücadelede devam mı etmeli, yoksa  yumuşak geçişle yeni bir konsept mi geliştirmeli?
Önce Kürt kamuoyunun sesini dinleyelim; ben aracı olmaya çalışayım, Buyurun:
“Birlikte yaşamanın ucunu açık bırakarak, Kürler kendi içinde önce Ulusal Birliği sağlamalı; Bulgaristan'daki Türklerin Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH) gibi yalnız Kürtlerin varlığının kabulü ve Kürtlerin statüsü( O da muhtariyet/ özerkliktir) ile ilgilenmeli. Bulgaristan Parlamentosunda üçüncü parti/hareket olan HÖH’nin (36 Türk milletvekilinin) ana gündem maddesini Türklerin sorunları oluşturuyor. Kürtler de Türkiye Parlamentosunda Kürtlerin taleplerini hem milletvekili  hem de belediye başkanları ile gündemde tutmalılar. Bunun için mücadele etmeli, bir anlamda Kürt milliyetçiliği yapmalılar. Bu günkü hali ile DEM Parti çok etkili olamıyor. En yakın zamanda Dem Parti'nin tüm kurumları il, ilçe, belediye başkanları ve milletvekilleri bir araya gelip yeni kararlar alıp Bulgaristan örneğini uygulamaya koymalılar; DEM Parti'nin bugünkü çizgisini sürdürmesi bundan sonra Kürtlere zarar verir” diyenlerin  sayısı hayli fazla!
Gelelim DEM Parti'ninTürklerle ( siyasal anlamda Türk  solu ile) olan ilişkisine.
Yukarıda açıkladım Kürt Meselesinin Türkiye'nin geneline yayılması için DEM Parti'nin Türkiyelileşme politikası yararlı olmuştur. Hemen söyleyeyim bundan sonra olur mu?  Benim de geniş bir Kürt kesimi gibi kuşkularım var. Ne devletle olan ilişkilerinde ne de DEM Parti'nin bileşenleri olan sol, sosyalist parti ve hareketlerle ilişkileri bana göre de iç açıcı değil.
Devlet, kendince bir çözüm bulmuş. Kayyum ve güvenlik güçlerinin uyguladığı baskı ile Kürt halkını, korkutup, bıktırıp yıldırarak, Kürt  siyasal hareketini bölüp etkisizleştirmek; bu yöntemle de  Kürt halkını DEM Parti'den uzaklaştırmak istiyor.
Devletin sabrı tükenmez ama halkın sabrı tükenir. Çünkü halk birazda günlük yaşıyor. Buna dikkat etmek gerekir. O nedenle yukarıdaki kamuoyunun tartıştığı konuları DEM Parti ciddiye almalı derim. 
Büyük bir  Kürt kamuoyu Kürtlerin kendi içinde birliğini savunuyor ve düşüncelerini de aşağıdaki gibi dile getiriyor:
“DEM Parti tıpkı Bulgaristan’daki gibi hükümeti, devletin yöneticilerini, Kürtlere statü, statü, statü diye bıktırmalı. Kendi bileşenlerini de özgürleştirmeli. Onları özgür bırakmalı; neden mi? Şundan:
Kürt meselesi bu gün Türkiye'de herkesin sorunu artık. Diğer bir ifadeyle Kürt meselesi Türkiyelileşti.
Tüm Marksist hareket ve partiler İdeolojik ve örgütsel bunalım içinde. Kendi iç sorunları ile uğraşıyorlar. Bu da doğal. Ancak emek kesiminden, genel olarak halktan, aydınlardan kopuklar. Çünkü yeni bir şey söylemiyorlar. Eski anlayışta, söylemde  devam ediyorlar, bu nedenle doğal olarak bölündükçe bölünüyorlar. Nitel olsa da nicel olarak fazla bir güçleri de yok. Bu gurup, oluşum, harakete ve partilerin bundan sonra Kürde sunacağı/vereceği fazla bir şey de yok. Olsa zaten kendilerine olur.
Geçmişte HDP'ye şimdi de DEM Parti'ye ( bir anlamda Kürtlere ) faydacı yaklaşılıyor algısı  oluştu Kürtler arasında. Bu algı büyük  ölçüde de doğrudur. Hareket/parti kurup DEM Parti ile milletvekili veya başka alanlarda pazarlığa oturuyor algısı, insanlarımız arasında çok yaygın. Nasıl olsa Kürtler'in baraj sorunu yok. DEM Parti'den kontenjan alırsak bizde parlementoda ve sahada oluruz anlayışı Türk Solunda ağır basıyor. Bu da kendi içine ve birliğe yönelmelerini bir ölçüde engelliyor.  Ayrıca, onların gündemi ayrı Kürtlerin gündemi ayrı. DEM Partinin kaç bileşeni var ve her birinin ayrı ayrı kaç üyesi var bilinmiyor. Kırk küsür bileşenden bahsediliyor ama bunlar hakkında Kürt halkının hiç bir bilgisi yok.
Diğer yandan Türk Solu bir araya gelmiyor veya gelemiyor. İyi veya kötü güçlü bir alternatif oluşturamıyor; DEM Parti Türk solunu kendi iradesi ile baş başa bırakmalı. Varın kendi sorunlarınızı kendiniz çözün güçlü bir yapı oluşturun demeli. Bu onlar için de çok iyi olur düşüncesi bölgede, Kürtler arasında hayli yaygın. TİP, EMEP, TKP ve Sol Parti yeni bir girişimle birlik olarak belki yeni bir alternatif yaratırlar. O zaman demokrasi mücadelesinde ortak   hareket olanağı doğar. Sivil bir anayasa ve demokrasi için ortak mücadele koşulları gelişir.( Kürtlerin kazanımı bağlamında değerlendirmek gerekir)”  Bu düşünce ve tespitler Kürtler arasında çok yaygın bir şekilde tartışılıyor ve büyük de kabul görüyor. İki aya yakın Amed’te Ergani’de kaldım. Bir çok değerli insanla verimli, seviyeli sohbet ve görüşmelerim oldu. DEM Parti bu günkü politikasını  gözden geçirmelidir diyenlerin sayısı hayli fazla; hemde bir hayli fazla. 
Çok dikkatli olmak gerekiyor, izlenen ve izlenecek  politika ilerde Kürtlere de Türklere de zarar vermemeli! 
DEM PARTİ ve KÜRTLER yeni bir yol ayrımındadır. “Ya şimdiki politika ve çalışma ile belirsizlik ve tıkanıklık; ya da DEM Parti bileşenlerini bırakacak özgürleştirecek tek bileşeni olan Kürt halkı ve onun siyasal diğer yapıları ile bütünleşerek özerklik veya federasyon isteyerek yeni  demokratik bir direnişin, uyanışın ateşini  fitilleyecek, Arafta kalmak doğru değil”diyenleri de muhatap alıp dinlemek lazım!
DEM Parti yöneticilerine ve danışmanlarına Ayrıca Leyla Zana'ya, Kürt Aydın ve akil insanlarına büyük bir sorumluluk ve görev düşüyor.
Unutmayalım: ”Büyük güç büyük sorumluluk gerektirir.”

DİĞER YAZILARI KARARI SİZLERE BIRAKIYORUM 01-01-1970 03:00 Anayasa Tartışmaları ve Kenan Paşa’nın Gizli Hayranları 01-01-1970 03:00 TENEKE VE ALTIN 01-01-1970 03:00 ARAYIŞ DEVAM EDİYOR; MARSA YOLCULUK  01-01-1970 03:00 DOMOKRATİK SİYASETE VE KARDEŞLİĞE ÇAĞRI 01-01-1970 03:00 ÇOCUKLARIMIZIN MATEMATİK KORKUSU 01-01-1970 03:00 GÖZLER ÖCALAN’DA 01-01-1970 03:00 TARİH YENİDEN KÜRTLERİN KAPISINI ÇALDI, KÜRTLER ÇOK DİKKATLİ OLMALI! 01-01-1970 03:00 KÜRTLER TARTIŞIYOR 01-01-1970 03:00 HAYBER KALESİ CENGİ VE BİTMEYEN DİN SAVAŞLARI 01-01-1970 03:00 DÜRÜST, GÜZEL NARİN! 01-01-1970 03:00 MUNDAR OLMAK 01-01-1970 03:00 Baskın Oran Hocama Açık Mektup 01-01-1970 03:00 EŞİTLİĞE DOĞRU 01-01-1970 03:00 İSLAMCILARIN KENDİ EKONOMİK MODELLERİ VAR MIDIR? 01-01-1970 03:00 DAYANAK NE? 01-01-1970 03:00 DİKTATÖR, SAVAŞ VE HAYAT 01-01-1970 03:00 BENİMDE BİR HAYALİM VAR 01-01-1970 03:00 ÇIKIŞ YOLU 01-01-1970 03:00 İKİ BÜYÜK YALAN 01-01-1970 03:00 GELEN İKİ TELEFON VE DÜŞÜNDÜKLERİ 01-01-1970 03:00 CARİYE VE HÜR KADININ ÇOCUKLARI 01-01-1970 03:00 YÜREĞİMİN SESİ 01-01-1970 03:00 "Nietzsche: Kendisinden bir şeyler öğrendiğim tek psikolog Dostoyevski olmuştur 01-01-1970 03:00 MARKSİZM VE SOVYET PRATİĞİ 01-01-1970 03:00 AŞKIN YÜZÜ, ELAZIĞ VE ADNAN YÜCEL 01-01-1970 03:00 GÜLÜMSEME ZAMANI 01-01-1970 03:00 AŞKI YAŞAYAMAYANLARIN HAZİN DURUMU 01-01-1970 03:00 ÜÇ KURAL VE ZAHİR DEĞİL ÖZ 01-01-1970 03:00 ANA AKTÖR KÜRT BİRLİĞİ OLABİLİR 01-01-1970 03:00 İDEAL OLAN 01-01-1970 03:00 ÜÇ GÜZEL VARLIK 01-01-1970 03:00 Değişim iyidir, güzeldir, hayattır! 01-01-1970 03:00 MERAK EDİLEN YAKIŞIKLI 01-01-1970 03:00 Yakışıklının devamı. 01-01-1970 03:00 YAKIŞIKLI VE DİCLE’NİN YİĞİT ÇOCUKLARI 01-01-1970 03:00 ÖNCE SÖZ DEĞİL SES VARDI 01-01-1970 03:00 Alevileri Ne Kadar Anlayabiliyoruz? 01-01-1970 03:00 Önyargıları Kırıp Alevileri Tanımak ve Sevmek 01-01-1970 03:00 EĞİTİM Mİ, KÜLTÜR MÜ? 01-01-1970 03:00 Gönüllere Dokunma 01-01-1970 03:00 8 Mart ve Erkekler 01-01-1970 03:00 YENİ BİR PARADİGMA VE STRATEJİK DEĞİŞİKLİK NEDEN GEREKLİDİR 01-01-1970 03:00 Hangi sosyalizmi istiyoruz? 01-01-1970 03:00 YENİ DURUM VE ÜÇ YAZIM-1 01-01-1970 03:00 GÜLHANE PARKI, POSTACI VE BEN 01-01-1970 03:00 SEVGİLER GÜNÜ 01-01-1970 03:00 Çaresizliğin Çaresi: Demokrasi-2 01-01-1970 03:00 Çaresizliğin Çaresi: Demokrasi-1 01-01-1970 03:00 ÜÇ ROMAN İKİ DÜŞÜNÜR 01-01-1970 03:00 HAYAT/ YAŞAM 01-01-1970 03:00 KÜRTLER, "İSLAM KARDEŞLİĞİ"SARMALINDAN ÇIKABİLECEK Mİ? 01-01-1970 03:00 AĞLAYIP SIZLAMA ÇARE DEĞİL 01-01-1970 03:00 DİCLE KURURKEN! 01-01-1970 03:00 EĞİTİMİMİZİN l-İ PÜR MELALİ-2 01-01-1970 03:00 EĞİTİMİMİZİN HAL-İ PÜR MELALİ-1 01-01-1970 03:00 EĞİTİMİMİZİN HAL-İ PÜR MELALİ GİRİŞ 01-01-1970 03:00 "Keké 01-01-1970 03:00 Hayatının Sonbaharını Yaşayanlara Öneriler 01-01-1970 03:00 ŞEYHMUS KAPTANI VE AMEDSPOR 01-01-1970 03:00 DEVLET, ÇIKAR MI HİZMET Mİ ARACIDIR ? 01-01-1970 03:00 Bir Asırdır Demokrasiyi Kurumsallaştıramadık, Neden? 01-01-1970 03:00