Bazı şeyleri unutmamak için yazmak Lazım

Müslüm Üzülmez

06-11-2018 09:37

Müslüm Üzülmez, Kâmil Sümbül'ün Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi’nde kaldığı günleri anlattığı “Ana Esas Duruşa Geç” kitabını yazdı:

Müslüm ÜZÜLMEZ

“Geçmiş asla ölü değildir; geçmiş, geçmiş bile değildir.” (William Faulkner)

Unutmamak ve unutturmamak için yazmak lazım, ama bazı şeyleri yazmak çok zordur. Hele yazarın kendi yaşamından kesitleri oluşturuyorsa bu yazılacaklar hiç de kolay değil; yazarın yaşadıklarını, ilişkilerini, düşüncelerini, geçmişini bir film şeridi gibi gözünün önünden geçirip kendisiyle yüzleşmesi gerekir.

Kâmil Sümbül, bu zorluğun üstesinden gelerek reddetmediği, kopmak istemediği ya da kopamadığı geçmişinin çok kısa bir dilimini, Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi’nde kaldığı günleri mercek altına alıp kendisiyle yüzleşerek tanıklığını “Ana Esas Duruşa Geç” kitaplarıyla hikâyeler halinde bizlere sunmayı başarıyor. Hikâyelerinde Diyarbakır 5 Nolu diye adlandırılan zulümhanenin işkence çarklarında; hürriyetleri ellerinden alınmış, bedenleri ve ruhları yaralı, direnmeyle teslimiyet arasına sıkışmış, sanki zehirli bir sarmaşığın sarmalayışı sonucu robotlaşmış tutsakların akıllara ziyan uygulamalara nasıl maruz kaldıklarını, kimlik ve kişiliklerini korumayla birlikte yaşama umudunu diri tutma mücadelelerini ve ödenen bedelleri anlatıyor.

Hikâyeler kadar hikâyelerin yazılma serüveni de önemli bence. Kâmil, 1956 yılında Diyarbakır’ın Çermik ilçesinde dünyaya gelir. ADMMA’ın Kimya Mühendisliği son sınıf öğrencisi iken 2 Eylül 1979’da Ankara’da evi basılıp gözaltına alınır. Ankara Emniyet Sarayı’nda işkenceli sorguya tabi tutulur ve sonrasında tutuklanır. Mamak Askeri Cezaevi’nde 7 ay tutuklu kalır. Sonra Diyarbakır 1. Nolu Cezaevi’ne nakledilir. Temmuz 1980-Kasım 1984tarihleri arasında Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi’nde kalır. Kasım 1984’te 8 yıllık cezası onanır ve bir yıl fazladan yatmış olarak tahliye edilir. 1988’in Aralık ayında İsveç’e iltica eder. 1989’a kadar kaldığı mülteci kampında cezaevinden başından geçenleri kâğıda dökmeye başlar. Sonra usta yazarımız Mehmed Uzun’un teşvik ve yönlendirmesiyle tutulan bu notlar hikâye tarzında yeniden kaleme alınır. Bu hikâyelerin bir kısmı 2011’de Vate Yayınları tarafından “Ana Esas Duruşa Geç-1”, geriye kalanı da “Ana Esas Duruşa Geç-2” olarak Eylül 2018’de Apec Yayınları’nca yayınlanır.

GEÇMİŞİYLE KARARLI BİR ŞEKİLDE YÜZLEŞİYOR

Kâmil, “Ana Esas Duruşa Geç” kitaplarında içtenlikli olarak geçmişiyle nesnel ve kararlı bir şekilde yüzleşmektedir. Ne kendisini ne de yol ve koğuş arkadaşlarını anlatırken şişirmiyor. Olup bitenleri, nedenlerini akıl süzgecinden geçirerek anlamaya ve özeleştiri yaparak anlatmaya çalışıyor. Çok iyi biliyor: “Geçmiş içinde yaşanacak bir şey değildir. Eyleme geçerken içinden bir şeyler çekip çıkarttığımız bir sonuçlar kuyusudur. Geçmişin kültürel açıdan bulandırılması iki katlı bir kayıba yol açar. Önce sanat yapıtları gereğinden çok eskilere itilmiş olur. Sonra geçmişten bize eylem olarak tamamlanması gereken daha az sonuç kalmış olur.” (John Berger, Görme Biçimleri, Metis Yayınları, 2005, İst., s.11.)

Kitaba yazdığım önsözde belirttiğim gibi: “Ana Esas Duruşa Geç!-2’nin edebi değerini eleştirmenlere bırakıyorum. 5 Nolu sürecini yaşamış iyi bir okur ve zaman zaman da yazan biri olarak rahatlıkla söyleyebilirim: Kâmil Sümbül hikâyeleriyle esaslı bir iş çıkarmıştır. Yaşadıklarını yazarak sessizliği karanlığa gömüyor. Okurlarına yürek yaralayıcı sarsıcı hikâyeler anlatıyor. Hikâyeler hafızanın canlanmasına yol açarken, aynı zamanda hatıraların ağırlığı okuyucuları hüzünlü, üzüntülü, direnmenin erdemliliği ve bazen de isyankâr duyguların gelgitlerine sürüklüyor. Hikâyelerde derin bir gözlem var, çarpıcı. Okuduktan sonra buruk bir tat bırakıyor. Cezaevinde her koğuşun dipsiz bir kuyu oluşunu, zülüm çarkının saat gibi işleyişini, koğuşların suskun iç sesini, koğuşlarda bulunanların korkusunu, her an kötü bir şeyler olacağına dair kaygılarını, içten içe büyüyen öfke ve hayıflanmalarını, kimi cesur çıkışların yanında korkaklıkları kelimeler marifetiyle dile getirmiş. Abartı yok, hikâyelerin yaşananlarla, gerçekle sıkı sıkıya bağları var. Hani yazarlar ülkelerin sabıka kaydını tutar derler ya, Kâmil Sümbül de yazdıklarıyla devletin sicil kaydına çok derin bir çizik atıyor.”

UNUTULMAMASI GEREKEN BİR MEKÂN

Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi unutulmaması gereken bir mekândır; baskı, işkence, gözetim, denetim uygulamaları üzerinden devletin gerçek yüzünün görüldüğü yerdir. Kürtlerin yaşamında, tarihinde bir milattır. Zaman su gibi akıp gidiyor; ama dönemi yaşayanlar yaşadıklarının çoğunu zaman geçtikçe unutuyor. Yaşananların yok olup gitmemesi, unutulmaması için yaşadıklarımızı yazmamız lazım. Kâmil, anılar bohçasını açarak unutamadıklarının bir kısmını yazmakla tarihi sorumluluğunu yerine getiriyor. İçinden geçtiğimiz zaman ve yaşadığımız coğrafyanın kendi dayatmışlığının sonucu politik mücadeledeki tercihlerimiz hayatımızın yönünü çizdi. Birçoğumuz 12 Eylül 1980 darbesi sonrasında gözaltına alındık, tutuklandık, sürgün edildik, eşimizden çocuğumuzdan doğup büyüdüğümüz kentlerden ayrıldık, mülteci olduk. Diyarbakır 5 Nolu zaman olarak çok eskilerde kalsa, gündem olmasa da hem yaşananların bireylerde ve Kürt toplumunda yarattığı travma yüzünden hem de cezaevi olgusu toplumsal ve siyasal yaşamımızdan hiç çıkmadığından “Ana Esas Duruşa Geç” kitapları yaşadığımız süreçte daha da bir önem taşımaktadır.

muslum.uzulmez@gmail.com


(Kaynak: https://www.evrensel.net/haber/365126/bazi-seyleri-unutmamak-icin-yazmak )

DİĞER YAZILARI Sömürgecilik ve Shakespeare’in Fırtına’sı 01-01-1970 03:00 Rüya, Rüya Yorumlama, Rüyam 01-01-1970 03:00 Rüyam ve “Mühendislik Felsefesi” 01-01-1970 03:00 Kör Talih, Lâl Tarih ve İki Mesaj 01-01-1970 03:00 Tarih ve Beklenen Öcalan Çağrısı  01-01-1970 03:00 Hegel Niçin Dil Konusunda Leibniz’i Eleştirir? 01-01-1970 03:00 Herkes Kendi Hayatının Yükünü Taşır 01-01-1970 03:00 “Toplam Kalite ve Süreç Yönetimi”ne Dair 01-01-1970 03:00 “Jiyana Nîvkuştiyan” 01-01-1970 03:00 Beşir Doğan Yoldaşımın Anısına… 01-01-1970 03:00 Hoşot (Dicle) Anıları ve Önemli Bir Öneri 01-01-1970 03:00 “Felsefe ve Matematiğin Yoldaşlığı” Yazıma Gelen Yorumlar 01-01-1970 03:00 “Yaşam-Jiyan” Resim Sergisine Dair 01-01-1970 03:00 Güzel İnsan Kamil Sümbül’ün Ardından 01-01-1970 03:00 Hafız, İskân Azizoğlu ve Bir Fotoğraf 01-01-1970 03:00 Bir Çevirmen, Bir Kitap ve... 01-01-1970 03:00 Hafız, Nişo ve Kavalın Büyülü Gücü 01-01-1970 03:00 Eğitim Aykırı İnsanlar Yetiştirmeli 01-01-1970 03:00 Genç Bir Yazarımız: Neçirvan Bozkaplan 01-01-1970 03:00 HOROZLAR NEDEN ÖTÜYOR? 01-01-1970 03:00 Batman’dan Kızıl Bir Yıldız Kaydı 01-01-1970 03:00 Ses Evreninde Efsunlu Bir Rum Kızı: EFTALYA 01-01-1970 03:00 “Endişesiz Bir Ülke, Endişesiz Bir Dünya İçin...”(2) 01-01-1970 03:00 “Endişesiz Bir Ülke, Endişesiz Bir Dünya İçin…”(1) 01-01-1970 03:00 Dengbêj Gulo’nun Ardından Kılamlar Yetim Kaldı! 01-01-1970 03:00 Dengbêj Zifqarê Gulo’nun Ardından... 01-01-1970 03:00 4. Çermik Kitap Fuarı İzlenimlerim 01-01-1970 03:00 Bazı Şeyler Maalesef Unutulmuyor 01-01-1970 03:00 “Yok Sessizlikten Başka Sesimiz” 01-01-1970 03:00 “Yeraltı Edebiyatı”na Dair Aldığım Yazılar -3 01-01-1970 03:00 “Yeraltı Edebiyatı”na Dair Aldığım Yazılar -2 01-01-1970 03:00 “Devlet Aklı İnsan Merkezli Olmalı” 01-01-1970 03:00 “Yeraltı Edebiyatı”na Dair Aldığım Yazılar-1 01-01-1970 03:00 Öfkelilerin Öfkesi: “Yeraltı Edebiyatı” 01-01-1970 03:00 “Olası Bir Dicle Romanına Katkı” ve Hafız’ın Sözsüz Ezgileri 01-01-1970 03:00 Bazı İnsanlar Neden Daha Başarılı Olur? 01-01-1970 03:00 Bilgisayarla tanışmam ve “kâinatın hâkimleri” 01-01-1970 03:00 Belalı Sevdalımız: MAKİNELER 01-01-1970 03:00 “Kara Yara”nın Romanı: Önce Kuşlar Öldü 01-01-1970 03:00 “Hafız Zülfo’nun Kavalı Ergani İstasyonunu İnletiyordu” 01-01-1970 03:00 Geçmişe Bir Yolculuk ve Bir Demet Şiir 01-01-1970 03:00 Recep Maraşlı’nın Kitabı: Pasolini’nin Filmi ve Diyarbakır 5 No’lu 01-01-1970 03:00 Teknolojik İşsizlik ve Gelecek Korkusu 01-01-1970 03:00 Ütopya, Distopya ve “Çalışılmayan Bir Dünya” Müslüm Üzülmez 01-01-1970 03:00 Büyük Güçlerin Yükseliş ve Çöküşleri Üzerine 01-01-1970 03:00 Gül, Gulan, Anam 01-01-1970 03:00 Bir Fotoğraf Bazen Çok Şey Anlatır 01-01-1970 03:00 Fersûde [فرسوده]/ Erganili Mesud [ارغنيلى مسعود] 01-01-1970 03:00 Demokratik Tartışma Kültürü Üzerine 01-01-1970 03:00 Ukrayna-Rusya Savaşından Çıkardığım Bir Sonuç 01-01-1970 03:00 Kötülük ve Pislikler Çoğunlukla Kutsallık Adına Yapılır 01-01-1970 03:00 Tez ve Antitez Değiştiyse, Sentez de Değişmek Zorundadır 01-01-1970 03:00 Strateji, Gelecek, Kavramsal Tohumlar 01-01-1970 03:00 “Büyük Dönüşüm”, Korona, Geleceğimiz 01-01-1970 03:00 Elbet Gün Ağarır Anne(1) 01-01-1970 03:00 Cemal Süreya’nın Kanayan Yarası 01-01-1970 03:00 Mezopotamya ve Coğrafya Kaderdir Kitabı 01-01-1970 03:00 “Bêje çiyayêreş, ceylanı nasıl yem ettin kurda” 01-01-1970 03:00 Düşünmenin Düşünülmesi 01-01-1970 03:00 Kardeşime Gece Gelen Şiir 01-01-1970 03:00 Brzezinski’nin Ölümünün Hatırlattıkları 01-01-1970 03:00 Arzu Hayatın Kayıtsızlık Ölümün Belirtisidir 01-01-1970 03:00 Erganililer Kültür ve Dayanışma Derneği’nin Kongresinden İzlenimler 01-01-1970 03:00 Bedros Dağlıyan ve Dengbêjin Gölgesinde Taş Meselleri 01-01-1970 03:00 ÇERMİK HALKINA SAYGI İLE DUYURULUR, 01-01-1970 03:00 Kapitalizmin Mutasyonu, Yenilgimiz ve Yeniden Düşünmek 01-01-1970 03:00 Çaresizliğin Sessiz Çığlığı 01-01-1970 03:00 Kumar, Dostoyevski ve Babam 01-01-1970 03:00 Sıradan Küçük İnsanlar… 01-01-1970 03:00 TÖS İle İlgili Arşivimde Bulunan Bir Fotoğraf 01-01-1970 03:00 Ergani’deki “Taş Mektep” ve Diyarbekir Eğitim Tarihi 01-01-1970 03:00 Bir İstihbaratçının Kaleminden Mezopotamya’nın İşgali 01-01-1970 03:00 Duygularım, Petersburg ve Dostoyevski’nin Acısı 01-01-1970 03:00 Çermik Dağlarında Gezer Bir Devrimci 01-01-1970 03:00 MUSTAFA SUPHİ Karanlıktan Aydınlığa 01-01-1970 03:00 MUSTAFA SUPHİ Karanlıktan Aydınlığa 01-01-1970 03:00 Mavi Çarşaflar Altında Saklanan Acılar 01-01-1970 03:00 Yanlış Hesap Davos’tan Döndü Gibi 01-01-1970 03:00 Dicle İlk Öğretmen Okulu İle İlgili Aldığım Bir Yazı 01-01-1970 03:00 Dostum Misbah Hicri’nin ardından… 01-01-1970 03:00 Şiir Okuyan Garip Bir Adam 01-01-1970 03:00 Dönemin Marazi Belirtileri 01-01-1970 03:00 Hiçbir Şey Gerçekler Kadar Acı Değildir 01-01-1970 03:00 Bölünme ve “Bölünmenin Acısı” (II) 01-01-1970 03:00 Bölünme ve “Bölünmenin Acısı” (I) 01-01-1970 03:00 Evlerde Yapılan Rakılara Rakı Diyebilir miyiz? 01-01-1970 03:00 Bir Kitap ve Bir Mekân: GÖBEKLİ TEPE 01-01-1970 03:00 Bilimin Seyri, Paradigmalar ve COVID-19 01-01-1970 03:00 'Sosyal Mesafe' mi, 'Fiziksel Mesafe' mi? 01-01-1970 03:00 Kara Bulutlar Tepemizde Dolanıyor 01-01-1970 03:00 Kahveler Tek Başına İçildiği İçin Tadı Yok 01-01-1970 03:00 Şairimiz Vecdi Subaşı’yı Yitirdik 01-01-1970 03:00 Kavalından Çıkan Sesle Bütünleşen Kavalcı:HAFIZ ZÜLFİ YOKUŞ(1) 01-01-1970 03:00 Kavalcı Hafız Zülfi Yokuş’la İlgili Bir Düzeltme 01-01-1970 03:00 Harika Bir İnsan Hakkında Harika Bir Kitap: Karanlıktaki IşıkYILMAZ GÜNEY 01-01-1970 03:00 Çiçek Kar Altında Yeşerir 01-01-1970 03:00 Şampanya İçerek Yaşamdan Ölüme Geçen Ölümsüz:Anton Çehov 01-01-1970 03:00 Bülbülün Kanıdır Güle Rengini Veren 01-01-1970 03:00 Bülbülün Kanıdır Güle Rengini Veren 01-01-1970 03:00 Gömülü Şamdan ve Satranç 01-01-1970 03:00 “Savaş ve Amerikan Ekonomisi” 01-01-1970 03:00 Önce Beyazken Sonra Neden Kırmızı Oldu Gül? 01-01-1970 03:00 İngiltere’nin Kürt Politikası (1918-1932) 01-01-1970 03:00 Bilimkurgu Sadece Bilimkurgu Değildir 01-01-1970 03:00 İyi Kötü, Güzel Çirkin… 01-01-1970 03:00 Akıllı Teknolojik Cihazlarla Birlikteliğimiz? (II) 01-01-1970 03:00 Akıllı Teknolojik Cihazlarla Birlikteliğimiz? (I) 01-01-1970 03:00 Ben Sevgili Dayımı Türkiye Önemli Bir Değerini Yitirdi 01-01-1970 03:00 Bahar, Gül ve Bir Mayıs 01-01-1970 03:00 Her Dönemin Kendine Göre Bir Parmak İzi Olur-2 01-01-1970 03:00 Her Dönemin Kendine Göre Bir Parmak İzi Olur-1 01-01-1970 03:00 Akıllı Makinelere Hapsedilmiş Bir Gelecek 01-01-1970 03:00 Yapay Zekâya Kai-Fu Lee’nın Yaklaşımı-2 01-01-1970 03:00 Yapay ZekâyaKai-FuLee’nın Yaklaşımı-1 01-01-1970 03:00 Mezopotamya ve Coğrafya Kaderdir Kitabı 01-01-1970 03:00 Amerikan Soğanı ve Soğanın Marifetleri 01-01-1970 03:00 İki Dosttan İki Kitap – Müslüm Üzülmez 01-01-1970 03:00 “İdama Yürüyen Adam” 01-01-1970 03:00 “Arkamdan kimse ağlamasın” 01-01-1970 03:00 Karanlıkta Ne Çiçek Açar Ne Düşünce Filizlenir 01-01-1970 03:00 Tarım ve Uygarlığın Başlangıç Noktası 01-01-1970 03:00 Dünyada Madenciliğin İlk Başlangıç Noktası 01-01-1970 03:00 Ergani-Maden İlişkisi ve Ergani Bakır Maden İşletmesi Üzerine 01-01-1970 03:00 Fazla Kitap Göz Çıkarmaz, Ama… 01-01-1970 03:00 Dil, “Zihnin Aynası”dan Çok Daha Fazlasıdır 01-01-1970 03:00 Hefaystos, Bir Mayıs ve Ergani İsminin Kökeni 01-01-1970 03:00 Bir Tatlı Yanılgı: “Görünüyorum O Halde Varım” 01-01-1970 03:00 Ağza Giren İnsanı Kirletmez Ağızdan Çıkan Kirletir 01-01-1970 03:00 Adnan Aral’ın Ardından… 01-01-1970 03:00 İşimiz Zor 01-01-1970 03:00 “Çiçekler Özgürlük Ortamında Nefeslerinin Kokusunu Yayar” 01-01-1970 03:00 3.Nuh’un Adamı Enver Atılgan’ın Anısına 01-01-1970 03:00 2.Nuh’un Adamı Enver Atılgan’ın Anısına 01-01-1970 03:00 1.NUH’UN ADAMI ENVER ATILGAN’IN ANISINA 01-01-1970 03:00