İzmir’in Karşıyaka ilçesindeki balıkçı barınağında çalışan balıkçılar, sabah erken saatlerde açıldıkları denizden avladıkları balıklarla geçimini sağlamaya çalışıyor. Balıkçılar, denizde oluşan kirlilik, barınakların korunaklı olmaması ve getirilen kısıtlamalar nedeniyle artık geçinemeyecek duruma geldi. 
 
YAKIT ALAMIYOR 
 
12 yaşından bu yana yaklaşık 50 yıldır balığa çıktığını belirten Abdulselam Dölat, eskiden insanların bu meslekle geçimini sağladığını ancak günümüzde ise teknelerinin masraflarını dahi karşılayamayacak noktaya geldiğini söyledi. Mesleğini severek yaptığını anlatan Dölat, “Kimsenin hegemonyası altında değiliz, istediğimiz zaman başlıyoruz işe” dedi. 
 
Yılda sadece 120 gün balığa çıkabildiklerini dile getiren Dölat, “Biz vatandaşa ucuz balık yetiştirmeye çalıştırıyoruz, satıcı bizden 10 liraya alıp, 20 liraya satıyor. Bizden alın, daha ucuza alın, ben bu ay siftah dahi yapamadım. Bazen tekneme mazot alamıyorum” diye konuştu. 
 
Dölat, balıkları hızlıca halka ulaştırabilecekleri pazar alan talebinde bulundu. Kapanma döneminde avlanamadıklarını dile getiren Dölat, yardımların da sadece plakalı teknelere yapıldığını söyledi. 
 
DENİZ KİRLİLİĞİ
 
Deniz kirliliğine dikkat çeken Dölat, kendi imkanlarıyla denizde temizlik yaptıklarını ancak bunun yetersiz olduğunu söyledi. Deniz kirliliğine karşı yerel yönetimlerin harekete geçmesi gerektiği çağrısında bulunan Dölat, “Balık tuttuktan sonra temiz denize girmek istiyoruz, belediye arıtma tesislerinin daha ileri gitmesini sağlayabilir” diye konuştu. 
 
 YASAKLI BÖLGE 
 
Çocukluğundan bu yana balığa çıkan 64 yaşındaki Sultan Selim Çakır, mesleğin aileden gelme olduğunu söyledi. Çakır, körfezdeki balık tutulacak yerlerin yasaklı olduğunu ifade ederek, yasaklı bölgenin daraltılması gerektiğini vurguladı. Avladıkları balıkları değerinin altında sattıklarını ifade eden Çakır, kazançlarının masrafları karşılamadığından dert yandı. 
 
PAZARLAMA SORUNU 
 
Balıkçıların yaşadığı sorunların başında pazarlama olduğunu kaydeden Karşıyaka Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Tuncay Küçük, balığın sadece iç piyasada değerlendirildiğini, zor şartlar altında tutulduğunu ancak emeğin karşılığının alınamadığını belirtti. Destek beklediklerini dile getiren Küçük, “Devletin bu konuda destek vermesi, ürünü pazarlamaya imkân yaratması gerekiyor. Balıkçılık tarım köy işlerine bağlı bu yetersiz, su ürünleriyle ilgilenen bakanlık olmalı, dışarıda Pazar bulunmalı, oraya ihracat yapılmalı. Türkiye 3 tarafı denizlerle çevrili bir ülke iyi değerlendirmeli, devlet destekli pazarlama şekli olmalı, Norveç’i bu konuda örnek almalıyız, tüm pazarı devlet karşılıyor” ifadelerini kullandı.
 
BARINAKLARA TEL ÖRGÜ
 
Tekne bakımlarının çok masraflı olduğunu belirten Küçük, pandemi sürecinde getirilen kısıtlamalar nedeniyle zor günler geçirdiklerini söyledi. Küçük, yerel yönetimlerden beklentilerini ise şöyle açıkladı: “Belediyeden çok beklentimiz var ama beklediğimiz olmuyor, burası balıkçı barınağı, dolasıyla yan tarafımızda bir park var istenmedik. Olaylar yaşanıyor, biz onların pisliğini temizlemek zorunda kalıyoruz. Barınaklarımızın etrafının tel örgü yapılmasını istiyoruz. Eşyalarımız çalınıyor, teknelerden motorlar, ağlarımız çalındı. Korunaklı bir hale gelmesini istiyoruz.”