Bir olgunun yâda olayın içinden çıkılamaz yönetilemez üstesinden gelemez hale gelmesi olayıdır, kriz derinleşirse çözümleyici yada daha da yıkıcı hale gelebilir tarih tekerrür etmez ancak benzer olaylar ve olgularla doludur.

Bugün yaşananlara bakıldığında bir kez daha turnusol görevini yapan olgunun Kürt sorunu olduğu gerçeğini görmek gerekir 40 yıllık geçmiş süreç şunu bir kez kanıtlamıştır Kürt sorununu çözmeyenlerin çözüldüğü ve dağıldığını tarih ispatlamıştır. Bu süre içeresinde hangi siyasal eğilim iktidara gelirse gelsin Kürt sorunu karşısında önce katılaşıyor sonra merkezileşip otoriter eşiyor sonrasında ise çözülüp dağılıyor. Bir kez daha Türkiye siyasal tarihi açısından yaşanan tablo budur.

 Seçim sonrasında yeniden başlayan çatışmalı süreç iktidarı daha çok katılaştırdı ve giderek merkezileştirdi yani çökertme bitirme siyaseti çöktü ve dağılmaya başladı en son Başbakan Davutoğlunun eğer 2013 mayıs ayının koşullarına dönülürse her şey konuşulabilir demesi Cumhurbaşakanı tarafından tepkiyle karşılanmıştı bu aslında ciddi bir kırılmanın işaretiydi diğer yandan mevcut politikanın sürdürülmez hale geldiğinin su yüzüne çıkışıdır. Son olarak dokunulmazlıkların kaldırılması tartışmaları ise Türkiye siyasetinin daha derin krizlere doğru itileceğinin ip uçlarını vermektedir.zaten geçmiş süreçte hep bu şekilde yaşanmıştır. Son yaşananlarla birlikte iktidarın büyüsünün bozulduğunun kanıtıdır.

Yani yaşanan bir ikilem var bir yanında savaş ve çatışma politikasıyla iktidarda kalma diğer yanda ise yeniden çözüm sürecine dönerek toplumu rahatlatmak birinci tercihi yapanlar çözülürken ikinci tercihin ise sorumluluğunu taşımanın ağırlığını taşımaktan kaçınma var birinci yolun çıkmaz sokak olduğu daha çok tartışılır hale geldiği açığa çıkmıştır,

      Sonuç olarak tarih derslerle doludur tarihe bakıp karar vermek en doğru seçenek olacaktır ya çözüm yada çözülme