Son günlerde Suruç'tan yükselen şikayet sesleri, belediyenin eleştiriye nasıl yaklaştığını gözler önüne serdi. Vatandaşların dile getirdiği sorunları haberlştirerek kamuoyuna aktardığımızda, Suruç Belediyesi'nin resmi sosyal medya hesabından bizi engellemesi, demokratik eleştiriye ne kadar kapalı olduğunu gösterdi.
Eleştiri, demokrasinin vazgeçilmez unsurlarından biridir. Ancak görünen o ki, Suruç Belediyesi bu gerçeği kabullenmekte zorlanıyor. Eleştiriyi tahammül edemeyen bir anlayış, vatandaşların sesine kulak tıkıyor demektir. İşte bu noktada, belediyenin çareyi bizi engellemekte bulması, eleştiriye karşı ne denli savunmasız olduklarının bir göstergesi haline geldi.
Bu tavrın altında yatan gerçek, eleştiriye karşı savunmasızlık değil, aslında gücün ve makamın kötüye kullanımıdır. Koltuklar ve makamlar, kimsenin babasının malı değildir. Suruç halkının hizmetkârı olarak görev yapan belediye başkanları ve kaymakamlar, halkın eleştirilerine karşı daha açık olmalı, onları dinlemeli ve çözüm üretmelidir.
Ancak Suruç'ta yaşananlar, tam tersine bir tabloyu ortaya koyuyor. Eleştirel seslere kulaklarını tıkayan bir belediye anlayışı, demokrasinin temel ilkelerine ihanet etmekle kalmıyor, aynı zamanda topluma karşı da saygısızlık sergiliyor.
Özellikle Suruç Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili İbrahim Güneş'e yönelik yapılan eleştirilere karşı gösterdikleri tahammülsüzlük, kamuoyunda büyük tepki çekti. Belediyenin beni ve benim gibi eleştirenlere karşı uyguladığı engelleme politikası, toplum nezdinde büyük bir tepkiye neden oldu. Bu tavır, sadece sizi değil, Suruç halkını da rezil duruma düşürdü.
Soru şu: Bu tür bir engelleme politikasıyla Suruç halkının sorunlarını çözebilir miyiz? Elbette ki hayır. Eleştiri, bir yöneticinin en değerli danışmanıdır. Ancak maalesef Suruç'ta eleştiriye karşı gösterilen bu tahammülsüzlük, sorunların çözümüne değil, aksine derinleşmesine ve büyümesine yol açıyor.
Sonuç olarak, belediyenin bu tür taktiklerle eleştirilere karşılık vermesi, demokrasi anlayışının ne denli zayıf olduğunu gösteriyor. Suruç halkı, Kaymakam ve belediye başkan vekili İbrahim Güneş 'ten daha fazla açıklık ve şeffaflık bekliyor. Umuyoruz ki, bu engellemeler yerine, sorunların çözümü için yapıcı bir diyalog ve Suruç için hizmet ortamı oluşturulur.
Kayyum başkan İbrahim Güneş beye sesleniyoruz: Bu tür engelleme politikalarıyla değil, halkın sesine kulak vererek ve eleştirilere açık bir şekilde hareket ederek, Suruç'un gerçek sorunlarına çözüm üretin.
Sayın Güneş, sizin göreviniz, halkın sesine kulak vermek ve onların sorunlarına çözüm bulmaktır. Eleştirilere tahammülsüzlük, sizin halka olan sorumluluğunuzu unutturamaz. Toplumun gözünde itibarınızı zedelemek, sizin için ve Suruç için doğru bir adım değildir.
Makamlar gelip geçicidir, ancak halkın güveni ve desteği kalıcıdır. Suruç halkının sesini duymak ve gereken adımları atmak, sizin görevinizdir. Yoksa unutmayın, kayyum ya da seçilmiş, belediye başkanları kimsenin babasının çiftliği değildir.
Yapılan bu hatalar sizin daha çok genç ve tecrübesiz olduğunuzu göstermektedir.Devletin size verdiği görev ağır ve size bir beden büyük olabilir . Ancak verilen görevin üstesinden gelmek için yapılan eleştirilerden ve yanlışlardan ders çıkararak gelebilirsiniz.Umarım bu yanlıştan döner ve eleştirilerden ders çıkarırsınız.
Kalın sağlıcakla.
