Suriye’de hukuk öğrencisi Türkiye’de oto yıkamacı

SİİRT - Suriye’de hukuk öğrencisiyken savaş nedeniyle 3 kardeşiyle birlikte DAİŞ'in zulmünden kaçarak Siirt'e yerleşen Muhammet Cumaziyap, oto yıkamacılığı yapıyor. Ülkelerini özlediklerini söyleyen Muhammet Cumaziyap, bir an önce dönecekleri günü bekliyor.

2116 kez okundu.
Suriye’de hukuk öğrencisi Türkiye’de oto yıkamacı

Suriye’de yaklaşık 6 yıldır aralıksız süren ve büyük yıkıma neden olan iç savaş milyonlarca insanın göçüne neden oldu. Yaşam alanlarını terk ederek sınırları aşan Suriyeliler, yeni bir hayat kurma umuduyla yollara düştü. Kimileri insan kaçakçılarının kurbanı olarak denizlerde boğuldu, kimileri ise yerleşebildikleri kentlerde, ucuz iş gücü olarak istihdam edildi. Savaştan önce nasıl bir yaşam sürdürdüklerine dair en ufak bilgi olmaksızın ağır ve kötü işlerde çalıştırılan bu mültecilerinin her birinin farklı bir hikayesi var. Garsonluk yapan tıp öğrencileri, mevsimlik işlerde çalışan doktorlar, lastikçide çalışan eczacı gibi örnekler hiç de uzak değil.

SURİYE’DE HUKUK ÖĞRENCİSİ, TÜRKİYE’DE YIKAMACI

Suriye’den göç ederek Siirt’e yerleşen Cumaziyap kardeşlerin hikayesi de böyle. Savaştan önce Deyre Zor kentinde yaşayan Muhammet Cumaziyap (21) ve Eyman Cumaziyap (24) kardeşler, DAİŞ’in köylerini kuşatması sonrası Siirt’e göç edip burada bir hayat kurarak yaşamlarına devam ediyor. Muhammet bir benzin istasyonunda çalışıyor, Eyman ise elektrikçi dükkanında. Muhammet’in gerçek adı Besil. Fakat çalışma arkadaşları ona kolay söylendiği için Muhammet diyor. Muhammet savaştan önce Deyre Zor’daki Fırat Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde, abisi Eyman ise matematik öğretmenliği bölümünde okuyormuş. Muhammet ve Eyman ile birlikte 4 kardeş Siirt’e yerleşmiş. Anne ve babası ile 6 kardeşi hala Deyre Zor’daki DAİŞ’in kuşattığı Bolel köyünde kalıyor.

‘SAVAŞTAN ÖNCE AİLEMLE MUTLUYDUK’

Savaştan kaçan kardeşlerden Eyman, savaş boyunca yaşadıklarını anlattı. Eyman, “Köyümüz IŞİD tarafından kuşatıldı. Üniversiteye gidiyorduk ve üniversiteye giden yollar kapanmıştı. Zaten IŞİD oradaki bütün okulları kapatarak eğitimi yasaklamıştı. Şehirde ise Esad’ın askerleri var. Köyden şehre gittiğimizde Esad’ın askerleri kimlik kontrolü yapıyordu. Kimliklerimizde doğum yerimiz Bolel olduğu için şehre girmemize izin vermiyorlardı. Bazen de zindana atıyorlardı. 1-2 ay zindanda kalıyorduk. Bazen de para cezası kesiyorlardı. Şimdi duyduk ki Suriye’de zindanlarda 13 bin kişi hastalıktan ve açlıktan ölmüş. Savaştan önce köyde yaşıyorduk. Hayvanlarımız vardı. Okula gidiyorduk. Sıkıntımız yoktu, ailemle mutlu yaşıyorduk. Bu savaş başladıktan sonra hayatımız altüst oldu” diye konuştu.

‘HAYAT ARTIK ÇOK ZOR OLMUŞTU BİZİM İÇİN’

Savaşla birlikte yaşam alanlarının giderek zorlaştığını anlatan Eyman, herkesin dahil olduğu bu savaşın mağdurunun bölge insanı olduğunu dile getirdi. Bu yüzden Siirt’e geldiklerini belirten Eyman, “Savaştan hem okuyordum hem de gazetecilik yapıyordum. Bütün kardeşlerim okuyordu ve çalışıyorlardı. Şu an orda ailem yaşıyor. İş yok imkanlar yok. IŞİD geldikten sonra gazetecilik yaptığım için beni zindana attı ve 4 gün kaldım. Oradan haber yapmamızı ve fotoğraf çekmemizi istemiyorlardı, bu yüzden zindana attılar. Sosyal medyadan bile yasaklıyorlardı. Benim ifademi aldılar, ‘Kim para veriyor? Kime çalışıyorsun’ diye sorguladılar. Orada ne yaşanıyorsa haberleştirmeye çalışıyordum. 4 gün kaldıktan sonra köyden başka yere çıkmamam için kimliğimi aldılar ve 1 ay sonra mahkemen var diyorlardı. Ve ben başka bir yere gitmek istediğimde kimliğim olmadığı için hareket edemiyordum. Hayat artık çok zor olmuştu bizim için ve Türkiye’ye geldim” dedi.

 

ÖZGÜRLÜĞÜN BEDELİ 20 BİN DOLAR

Türkiye’ye geliş hikayelerinden bahseden Eyman özgürlüğünün bedelinin köydeki arsasını satarak 6 arkadaşıyla birlikte IŞİD’e verdiği 20 bin dolar olduğunu söyledi. Eyman, “Ben Deyre Zor’dan çıktım, buradan Rakka’ya geldim. Burada hep IŞİD vardı. Bana soruyorlardı ‘Nereye gidiyorsun?’ diye. Türkiye deseydim buna izin vermezlerdi, çünkü yasaklamışlardı. IŞİD sorduğunda Rakka’ya gidiyorum hastayım diyordum. Rakka’dan sonra Halep’e geldim, orda da IŞİD, ÖSO ve Esad’ın askerleri var. Esad askerleri dışarı çıkmamızı istemiyorlar, direk zindana gönderiyorlardı savaştan kaçmamamız için. Halep’te kaçakçılar vardı ve bunlar Araplardı. Tel Rıfat’ta (Rıfat Tepesi) kaçakçılar vardı. Bizden 100 dolar aldılar.”

Kaçak yollardan gelebildiklerini anlatan Eyman, Kilis’te Türk kaçakçıların kendilerini karşıladığını, 10 kişilik arabalara 20 kişi bindirilerek, otogara kadar götürüldüklerini söyledi.

‘BU SAVAŞ BİTSİN ARTIK!”

Okulunu, ailesini, köyünü ve gazetecilik mesleğini geride bırakıp gelen Cumaziyap kardeşler Türkiye’ye alıştıklarını, ancak bunun mecburiyetten kaynaklandığını söylüyor. Hukuk öğrencisi Muhammet de duygularını şöyle dile getirdi: “2 yıl 3 aydır Türkiye’deyim. Deyre Zor’dan başka hiçbir yere gitmek istemiyorum. Annemi özlüyorum. Üniversiteyi, arkadaşlarımı, akrabalarımı özlüyorum. Kendimi buraya ait hissetmiyorum. Yabancıyım burada. Ama mecburum burada yaşamaya. Buradaki insanlardan memnunuz. Bir an önce bu savaş bitsin.”

Diren Yurtsever - dihaber

 

Suriye’de hukuk öğrencisi Türkiye’de oto yıkamacı
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Meloni, Ürdün Kralı II. Abdullah ile bir araya geldi
Meloni, Ürdün Kralı II. Abdullah ile bir araya geldi
116. Dönem Devlet Hizmeti Yükümlülüğü Kurası tercih başvuruları başladı
116. Dönem Devlet Hizmeti Yükümlülüğü Kurası tercih başvuruları başladı