Ankara’da, en eski ticaret alanlarından olan Saman Pazarı’nda, bir isim vermediği dükkanda eski eşyaları tamir edip dönüştürerek yeniden kullanıma hazır hale getiren Meltem Nogaylaroğlu, yaptığı işin bir tutku olduğunu anlatarak, eskiden, “Kadın usta olur mu?” şeklinde aldığı tepkilerin zamanla değiştiğini belirtti. 
 
Saman Pazarı’nda 8 yıldır üretim yapan Nogaylaroğlu, çocukluğundan bu yana tarihi pazarda esnaflık yapma hayali olduğunu söyledi. Eski eşyalara özel bir ilgisi olduğunu için işini severek yaptığını belirten Nogaylaroğlu, “Bir gün buraya kendim için eski bir kapı almaya gelirken devren satılık olan bu dükkânı gördüm. ‘Burayı tutuyorum’ dedim ama içeride ne yapacağımı bilmiyordum. Evde tamir, dekor ve boyama işleri ile uğraşıyordum” dedi.
 
TARİHİN HARMANLANMASI
 
Pazarın tarihiyle eşyaların eskiliğinin birlikte harmanlandığını belirten Nogaylaroğlu, “Eski şeyler gelip de sizi buluyor zaten. Ben kıyamıyorum çöpün kenarında bir şey görmeye. Görünce ‘bu atılır mı?’ diyorum. Onu alıp dönüştürüyorum, tamir ediyorum. Kafam artık böyle çalışıyor. Bana bu işi başka yerde yapmamı söylüyorlar ama yapamam. Yaptığım işin de burayla birleştiğini düşünüyorum” diye ifade etti.  
 
HEM TAMİR HEM DE DEKORASYON 
 
Nogaylaroğlu, gün içerisinde eski mobilyanın boyasını çıkarıyor, sonra tamirini cilasını yapıyor, ondan sonra istenilen renkte boyayıp döşemesini yaparak teslim ediyor.  Yaptığı işin “eski mobilyaları hayata tekrar geri kazandırmak” diye tanımlayan Nogaylaroğlu, “Mesela elinizde eski bir kapı var, eski kapılardan masa, gardırop, yatak başı yapıyorum. Birlikte çalıştığım marangozlar da var ama bu işe ilgim olduğu için tamiri de yapabiliyorum” dedi. 
 
Kendisini görenlerin tepkilerinden söz eden Nogaylaroğlu, “ ‘Kadın usta olur mu?’ diye soruyorlardı ama alıştılar. İnsanlar zamanla beni bulmaya başladı. Zamanla duvarlara dekorlar yapmaya başladım. Kafelerin ya da otellerin duvarlarına dekor yapıyorum. İşin maddi boyutundan öte bunu yapıyor olmak beni motive ediyor” ifadelerini kullandı.
 
YAŞAM TARZI 
 
Eşyaları dönüştürmenin kendisi için yaşam şekli haline geldiğini ifade eden Nogaylaroğlu, “Artık bununla bütünleştim. Sanki ben eski eşyalarla bir bütün halindeymişim gibi yaşıyorum ve bundan da çok mutluyum” diye belirtti. 
 
PAZARIN İLK KADIN ESNAFI 
 
Nogaylaroğlu aynı zamanda Pazar’da bu işi yapan ilk kadın. Zamanla Pazar’a başka kadınların da dükkan açtığını söyleyen Nogaylaroğlu, “Şimdi başka kadınlar da var. Son 3 senedir burada üreten kadınlar arttı. Bu beni inanılmaz mutlu ediyor. Burada hep 45-50 yaş üstü erkek esnaf vardı. Onlara da dükkanları ya babadan ya da dededen kalmış. Burada ilk çalıştığımda bana, ‘Kadın halinle mi yapacaksın?’, ‘Sen ne yapabilirsin?’, ‘Sen ne becerebilirsin?’ diye direkt soranlar oldu. Hatta inanmayıp gelip bakanlar bile vardı. İnsanlar buraya gelip baktıklarında eski eski püskü bir dükkân. Ben de ilk günlerimde burada çok zorlanıyordum. Çünkü kurumsal bir yer değildim.  Kurumsal değilseniz, tek başınıza bir kadın olarak mücadele ediyorsanız, farklı alternatifler üretmeniz gerek. Ama bence kadının yapamayacağı hiçbir şey yok” ifadelerinde bulundu. 
 
Nogaylaroğlu, pandemi sürecinin de kendisini olumsuz etkilediğini belirterek, “12 yaşındaki ikiz çocuklarım var. Okulları olmadığı için evde kaldılar ve çocuklarımın bir tanesi rahatsız. Özel eğitim alan bir çocuk, onunla ilgilenmem gerektiği için evde kaldım ve çalışamadım” şeklinde konuştu.
 
MA / Ceylan Şahinli