Dünyada büyük güçler eskisi gibi hiçbir ülkeye giremiyor. Özellikle hedefteki ülkede birden fazla devlet hüküm sürüyorsa müdahale daha da zorlaşıyor.   Sovyetler Birliği, 25 Kasım 1979’da Kabil’deki komünist hükümete yardım etmek için Afganistan’a ayak basmıştı.   Sovyet Ordusu, kolay kolay çıkamayacağı bir göle girmişti. Afganistan koca Sovyet Ordusu’na mezarlık oldu. Bu yüzden sözkonusu ordu 2 Şubat 1989’da yenildi ve çekildi.   Daha sonra gelişmeler hızlı bir şekilde Sovyet Birliği’nin yıkılışıyla sonuçlandı.   Washington, baba ve oğul Bush dönemlerinde, kendisini Sovyetler’den daha ihtişamlı görüyordu. Amerika, hiç ikilem yaşamadan ordusunu Irak, Afganistan ve Somali’ye gönderdi. Washington’ın amacı orduyu bu ülkelerden en az zararla geri çektirmekti. Demokratlar’ın yönetime gelmesiyle yurtdışına asker gönderme arzusu da tarih oldu.   Herhalde sıraladığımız deneyimlerden ders alan dünya ülkeleri bundan sonra askeri müdahale kararı alırken korku içinde iki kez düşünüyorlar. Ayrıca hava sahasına girdikleri ülkenin zeminine ayak basmaya cesaret edemiyorlar.   Yüzlerce devlet IŞİD’e karşı savaşta yer alıyor. Ancak bu ülkelerin hiçbiri örgütün bulunduğu Irak ve Suriye’de kara savaşı yapma cesaretine sahip değil.   Peki sadece havadan yapılan müdahaleyle IŞİD sonlandırılır mı? Yoksa gerçek savaş karada mı?   İran doğrudan Şam’a müdahale etti. Peki bu müdahalenin sonucu ne oldu?   Bir: Bunun sonucundaIŞİD daha fazla güçlendi ve büyüdü.   İki: Suriye’de savaş uzadı ve akan kan adeta deryalar oluşturdu.   Üç: Esad rejiminin ömrü uzadı…   Eğer İran’ın Suriye’deki müdahalesi başarılı olsaydı, kesinlikle Rusya yardıma koşmazdı.   Bence, İran, Suriye’de sesiz bir şekilde yenilgiye uğradı. Bu yüzden Rusya hava saldırılarına başladı. Rusya, İran ve Hizbullah üçlüsü Suriye devrimi ile IŞİD’i yok etmekte başarılı olsalardı, Moskova bu şekilde çatışmanın içinde yer almazdı.   İran’ın Suriye’ye girmesiyle IŞİD daha da güçlendiyse, Rusya’nın ülkeye yaptığı müdahale nasıl sonuçlanır? Bu gelişme sonucu IŞİD ortadan kalkacak mı? Yoksa bunun sonucunda bölge başta olmak üzere Sünni dünyası daha fazla mı karışacak?   IŞİD’in havadan yapılan müdahaleyle ortadan kalkmayacağı açıktır. Amerika ve müttefikleri bu gerçeğin farkında. Ancak onlar askerlerini kimsenin nasıl sonuçlanacağını kestiremediği bir savaşa sürüklemek istemiyor.   Bu yüzden uluslararası toplum IŞİD’in ortadan kaldırılmasını siyasi çözümlere bağlıyor.   Bununla beraber, Suriye savaşının, Beşar Esad ve devletin zararına, Türkiye ve Sünni ülkelerin yararına bitmesi arzu ediliyor.   Rusya, Suriye Savaşı’nın ömrünün uzamasını garanti etti. Böylece, tarihin en büyük insanlık suçuna imza atmış oldu. Bu adımla beraber bölgenin tamamen alev alma ihtimali daha da yükseldi.   Rusya denkleme girmeden önce, uluslararası koalisyon belli ölçüde Suriye’deki savaşın kıvılcımlarını kontrol altına almıştı. Bu kıvılcımlar kontrol altındayken bir çözüm de sözkonusuydu.   Vladimir Putin’in Suriye’de yaptığı, İkinci Dünya Savaşı’nın ortaya çıkması konusunda Hitler’in attığı adımlar kadar insanlık dışı ve ölçüsüzdü. Dua edelim ki Putin’den dolayı savaşın dairesi daha da genişlemesin.   Rusya’nın Suriye’deki stratejisi tartışma konusudur. Çünkü Kremlin’deki güreşçi, koalisyon güçlerini IŞİD’i yok etmek konusunda ciddi olmamakla eleştiriyordu. Peki kendisi güreş meydanına geldiğinde ne yaptı? Yeniden uluslararası koalisyonun yaptığı havadan saldırı stratejisiyle başladı! Rusya IŞİD’in yanısıra koalisyonun güven duyduğu güçleri de hedef aldı.   Putin, Suriye’de muhalif güçlerin yanısıra sivilleri, kadınları ve çocukları da bombardımanların hedefi yapmıştır.   Suriye semalarındaki Vladimir Putin, Afganistan’ı bu kez Suriye’de yaşamaya yanaşmaz! rudaw