Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF), 20 Temmuz 2015 tarihinde gerçekleştirilen Suruç katliamının yıldönümü öncesi başlattığı "Suruç için adalet, herkes için adalet" kampanyası kapsamında, baskıların hedefinde olan Özgür Gündem gazetesi önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamaya, Özgür Gündem çalışanları, Etkin Haber Ajansı (ETHA) ve Meydan Gazetesi çalışanları da katıldı. Açıklamada, Azadiya Welat gazetesi dağıtımcısı Kadri Bağdu ve Evrensel muhabiri Metin Göktepe'nin fotoğraflarının yer aldığı, "Özgür basın için adalet Suruç için adalet" yazılı pankart açıldı. Musa Anter'in fotoğrafları ve Özgür Ülke gazetesinin "Bu ateş sizi de yakar" manşetli sayısının taşındığı açıklamada, ilk olarak Özgür Gündem gazetesi editörlerinden Günay Aksoy konuştu.
'Adalet arayışçılarının yanındayız'
Aksoy, adalet arayışının ancak Türkiye'deki tüm adalet arayışçılarıyla ortaklaşıldığında amacına ulaşabileceğine dikkat çekerek, Özgür Gündem'in tüm adalet arayışçılarının yanında olduğunu söyledi. Özgür Gündem'in bedel ödeyen bir gazete olduğunu belirten Aksoy, Hrant Dink'in, Musa Anter'in katledildiği bu topraklarda, baskıya karşı direnişin ve ortaklaşmanın yükseltilmesi gerektiğini dile getirdi. Pirsûs'da (Suruç) katledilen gençlerin adalet ve eşitlik için mücadele ederken, katledildiğini hatırlatan Aksoy, mücadele edenlerle her zaman yan yana olacaklarını belirtti.
'İktidar gerçeklerden korkuyor'
Aksoy'un ardından ETHA editörlerinden Deniz Bakır söz aldı. Bakır, Pırsûs'da katledilen 33 gencin adalet ve barış mücadelesi verdiğini hatırlatarak, onları hiçbir zaman unutmadıklarını söyledi. Gazeteciliğin baskı altında olduğunu vurgulayan Bakır, tüm baskılara rağmen 33 genç gibi vicdanlarını yanlarına alarak, ortaklaşmayı ve dayanışmayı büyüteceklerini söyledi.
Bakır'ın ardından konuşan Meydan Gazetesi'nden Ruşen Özdamar, gerçeklerden korkulan bir çağda yaşandığını ifade ederek, iktidarın gerçeklerden ve gerçeği yazan gazetecilerden korktuğunu kaydetti.
'AKP-DAİŞ'in ortak katliamıdır'
Özdamar'ın ardından SGDF adına basın açıklamasını SDGF üyesi Ali Deniz Esen okudu. Pirsûs katliamının büyük ve planlı bir savaşın başlatılması için organize edildiğini belirten Esen, katliamın tek sorumlusunun DAİŞ olmadığını, AKP'nin de sorumlu olduğunu kaydetti. "Katliam siyasi iktidarın ve DAİŞ'in ortak katliamıdır" diyen Esen, bu nedenle de katliamın sorumluların aklanmak ve korunmak istendiğini söyledi.
Pirsus katliamının sorumluların yargı önüne çıkartılması için, "Suruç için adalet herkes için adalet" başlıklı bir kampanya başlattıklarını söyleyen Esen, "Biliyoruz ki adalet arayışımız ancak ve ancak diğer adalet arayışılar birleşirse başarılı olur. Adalet, bu uğurda mücadele eden ve adalet talebi olan herkesle kol kola yürüyerek gerçekleşebilir. Çünkü katillerimiz ortak, bizleri her defasında öldürenler aynı" dedi.
Geleceği kurtarmak için…
Pirsûs katliamının üzerini örtmek isteyen iktidarın her geçen gün basın üzerindeki baskılarını arttırdığını söyleyen Esen, Musa Anter'i katledenlerin ceza almadığını ve aynı şehirde Tahir Elçi'yi de katlettiklerini kaydetti. "Biz çok iyi biliyoruz ki dün Metin Göktepe'ye işkence edenler bugün Can Dündar'a suikast düzenleyenlerdir" diyen Esen, "Dün Ape Musa'ya sıkılan mermiler, bugün Kadri Bagdu'nun bedenindedir" diye konuştu. Pirsûs için adalet isterken herkes için adalet istemeye devam edeceklerini söyleyen Esen, "Cizre için de, Cumartesi Anneleri için de kısacası adalet arayışı olan herkes için adalet istemeye devam edeceğiz. Çünkü adalet sadece geçmişi aydınlatmak için değil, geleceği kurmak, geleceği kurtarmak içindir" dedi.
Esen, son olarak, Pirsûs katliamındaki gizlilik kararının kaldırılması, ilgili belgelerin açıklanması ve katliamların aydınlatılması gibi taleplerini sıralayarak, açıklamasını bitirdi.
Basın açıklaması, "Suruç için adalet herkes için adalet" sloganı ile sona erdi.
(diha)
