Şanlıurfa platformu son günlerde Şanlıurfa’nın en önemli gıda maddesi olan ‘’isot’’ ile ilgili bir çelişkiye parmak bastı.
Genel başkanlığını Habip Çadırcı'nın yaptığı Şanlıurfa Platformu Ankara temsilciliği, Şanlıurfa halkının “biber”e ‘’isot’’ dediği konusunda yazılı bir açıklama yaptı.
Şanlıurfa Platformu Ankara temsilcisi Abdullah Cengiz yaptığı açıklamada şu hususlara değinildi:
Medyada, Şanlıurfa ilinin dışındaki şehirlerde, açık oturum, konferans, panel ve akademik çevrelerde, kısaca tüm ülkede Şanlıurfa halkının ’isot’ dediği biber kategorilere ayrılarak çeşitli isimler adı altında pazarlanmaktadır. Çiğköfteye konulacak bibere ‘isot’ denilmekte, diğer biber çeşitlerine değişik isimler verilmektedir. Gerçek öyle değildir.
Ülke kamuoyuna açıklamak istiyoruz ki; Şanlıurfa halkı biberin tüm çeşitlerini ‘isot’ olarak adlandırmaktadır. Yani ‘isot’ biberin genel adıdır. Örnek verecek olursak; kurutulmuş çiğköftelik pul bibere ‘kuru isot’, kırmızı pul bibere ’kırmızı kuru isot’, taze yeşil bibere ’taze yeşil isot’, taze kırmızı bibere ’taze kırmızı isot’ denilmektedir. Biber salçasına ise ‘isot reçeli’denilmektedir. Turistler tarafından konu öyle benimsenmiş ki; turist şöyle diyor: ‘bana şu kırmızı biberden verme, isot ver’. Hâlbuki Şanlıurfalılara göre pul biber diye bir şey yok, isot var. Esnaf bunu bilmesine rağmen sesini çıkarmıyor. Niye? Çünkü bu konu onun için çok önemli değil,amaç ürününü satmak.
Durum böyle bilinmesine rağmen, Şanlıurfa isotçu esnafı, oluşturulan algıdan etkilenerek, bu çelişkiyi düzelteceklerine suyun akıntısına gitmişlerdir. Bilindiği üzere; Şanlıurfa’da ‘isotçu pazarı’ diye isot satılan bir yer vardır. Ayrıca biber pazarı diye bir yer yoktur, çünkü Şanlıurfalılar bibere “isot” demektedirler. Şanlıurfa ağzında ifade edilen “isot” türkçe bir kelimedir ve “ısı” ve “ot’’ sözcüklerinin birleşmesinden meydana gelmiştir “isot”.
Biz Şanlıurfalılar olarak birçok değerimizi kaybettiğimiz gibi, bazı değerlerimizi de başka şehirler sahiplenmektedir. Örneğin çiğköfteyi Adıyaman, fıstığı Gaziantep, isotu Kahramanmaraş, kadayıfı ad değiştirerek Hatay sahiplenerek Şanlıurfa’nın birçok değeri sahipsizlikten elden gitmiştir…
Bazı değerlerimiz de dejenere edilerek sulandırıldı. Mesela yıllardır “sıra gecesi” adı altında eğlence programları düzenleniyor. Şanlıurfa’ya sıra gecesi turları düzenleniyor. “Geleneksel Sıra Geceleri”yle uzaktan yakından ilgisi olmayan kızlı erkekli oyunlar oynanan eğlence programlarına sıra gecesi deniliyor. Şanlıurfa’nın tarihten gelen “Geleneksel Sıra Geceleri”nde kadın olmaz, ortaya çıkıp göbek atılmaz. Eski sıra geceleri bir okul gibiydi. Orda Urfa’nın sorunları konuşulur, gençler adabı muaşeret kurallarını öğrenir, Urfa kültürü aşılanırdı. Ne yazık ki bu değerimiz de turizme kurban gitti.Gelir elde edildiği için, birileri çıkıp bu yanlışlığı ortaya koymuyor.
Bilindiği gibi, bir şehrin değer yargıları, maneviyatı ortadan kalktığı zaman ahlaki çöküntü başlar, geçmişle bağları kopar, maddeci bir toplum oluşur, başka kültürlere uymayı ve taklitçi bir zihniyete uymayı marifet sayan bir toplum oluşur.
Şanlıurfa için sorumluluk üstlenmiş bir sivil toplum kuruluşu olarak diyoruz ki; STK’lar, Şanlıurfa halkı, siyasiler, yetkililer Şanlıurfa’nın değerlerine sahip çıkın, biz sahip çıkmazsak başkaları sahiplenir, amaçsız, değerleri olmayan, geçmişinden kopuk bir toplum oluruz.
